28 Kasım 2012 Çarşamba

Savaş ve hayat…


Savaş ve hayat…

Yeni bir yazı ve yeni bir günden hepinize merhabalar..

Bugün çok keyifli şeyler yazamayacağım için üzgünüm ama,
Dünya’nın diğer yarısında (çok uzağa gitmeyede gerek yok komşularımızda) savaşlar olurken nasıl bir yazı yazacağımı bilemiyorum..

Peki ya orda savaşın içinde hayatlar nasıl geçiyor,o çocuklar ne yiyor ne içiyor,minicik yürekler acıya nasıl dayanıyor işte ben asıl bunları hiç bilemiyorum…

Anneler tüm yakınlarını,eşini-çocuğunu yıkılan bir evin altında bırakmışken yeniden yaşamaya,nefes almaya nasıl tahammül ederler onu da bilemiyorum.
Biz birkaç gün markete gitmezsek dağ gibi eksik listesi yaparken,onlar bir ekmeği nerden bulur nasıl bulur da açlıktan ağlayan çocukları susturur onu da bilemiyorum.

Peki ben neyi biliyorum biliyormusunuz?
Duyarsızlığımızı biliyorum.
Bu ülkenin insanlarının ne kadar duyarsızlaştığını görüyorum.
Kimse kendini kandırmasın,Türk insanı hassastır,vicdanlıdır.merhametlidir! demesin..
Susturmayın vicdanınızı bunlarla..
Bal gibide duyarsız ve hatta duygusuzuz işte..
Empatiden yoksun,duygudan mahrum insanlara dönüşmüşüz işte.

Başka bildiklerimi de yazayımmı size,
Muhteşem diziler(!) başında  pinekleyen,günlerden gezmelerden geri durmayan,süsünden püsünden geri kalmayan insanlarız işte.
Savaş ve acı bu kadar yakınken bize duymayışımız görmeyişimizden yaınıyorum..

Hadi hadi mazur görebileceğim kişilerde var..Babalar mesela,aile idame ettirme derdinde olan babalar onları hoşgörebilirim.
Ama ya siz anneler,,,
Yüreği şefkatla dolu olması gereken duyarlılığı yüksek olan(!) anneler sizleri anlayamaıyorum ve hoşgöremiyorum..
Dua ediyoruz demeyin yapacağınız tek şey bu mu yani,elinizdengelen  bu mudur yani..

Yazık sana eyyyyyy insanlık ne hallere düştün.

Şunun altına şunu mu giysem bunun üstüne bunu mu alsam,şu çanta indirimdeymiş vs vs vs…

Bilmem ne derneğiyle şu kadar yardım göndermiş miş miş miş…
Hadi söyleyin bilmem kaç sıfırlı maaşınızdan tek sıfırlı yardım(!) yapmaya hele bide bunu lafını yapmaya utanmıyormusunuz?

Çok mu zor ihtiyaç dahilinde yaşamak …

O çok istediğimiz siyah çantayı almamak,yeşil elbisenin üstüne o çok uyan yeşil şalı takmamak.
Her elbisenin altına aynı renk ayakkabıyı giymek çok mu zor..

Bu açıdan bakınca ihtiyaç listesi bir anda yarıya iniyor değil mi?

Herkesi duyarlı olmaya ve ihtiyaç dahilinde yaşamaya çağırıyıorum..Uzak bir hayal değil…

Not:Sözlerim önce nefsimedir.
Tuba 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder